Tesnim Haber Ajansı - Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, Hizbullah Kadın Kolları tarafından Hz. Fatıma Zehra'nın (s.a) doğumu münasebetiyle düzenlenen Fatımi Buluşması'nda şunları söyledi: "Hz. Fatıma Zehra (s.a), dünya kadınları için bir örnek ve modeldir."
Hizbullah Genel Sekreteri ekledi: "Bugün biz; direnişe, Hizbullah'a ve bu yolun kurucusu, ümmetin şehitlerinin efendisi, tüm alanları asil İslami ilkeler temelinde aydınlatan Seyyid Hasan Nasrallah'a olan ahdimiz üzerine bir araya geldik."
Hizbullah Genel Sekreteri Fatımi toplantısında şunları ifade etti: "Ben direnişin kadınlarıyla; kızıyla, annesiyle, eşiyle, büyükannesiyle ve toplumumuzda yaşayan tüm kadınlarla gurur duyuyorum." O, direnişin kadınlarına hitaben, "Sizler onur, ahlak ve vatan bayraktarları, gelecek nesillerin direniş ve doğru yol üzere yetiştirilmesinin öncülerisiniz" dedi.
Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının bir başka bölümünde Lübnan'daki güncel gelişmelere değindi ve ateşkes anlaşmasına işaret ederek dedi ki: "27 Kasım 2024 tarihli ateşkes anlaşmasından bu yana yeni bir aşamaya girdik; farklı bir yaklaşım gerektiren yeni bir aşamaya girdik." O şunları ekledi: "Hükümet şu anda Lübnan'ın egemenliğini ve bağımsızlığını pekiştirmeye çalışmaktan sorumludur ve direniş, anlaşmanın uygulanması ve hükümete yardım konusundaki tüm taahhütlerini yerine getirmiştir."
İsrail'in Saldırısı Lübnan ve Hepimiz İçin Tehlikedir Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri, işgalci Siyonist rejimin devam eden saldırılarına işaret ederek, "İsrail'in saldırısı Lübnan ve hepimiz için tehlikedir" dedi.
Şeyh Naim Kasım şunları belirtti: "Dünyada Siyonist düşmanın silahlarından daha güçlü silahlara sahip hiçbir direniş hareketi yoktur ve barışın yokluğunda güç dengesizliği olağan ve doğal bir durumdur." O devamında, direnişin başarılarının gerçekleştirdiği özgürleştirmelerle ölçüldüğünü ve düşman için caydırıcılığın istisnai bir durum olduğunu söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri, Siyonistlerin saldırılarına karşı direnişin caydırıcı gücüne işaret ederek devam etti: "Dünyadaki hiçbir direniş, düşmanı 17 yıl boyunca herhangi bir eylemde bulunmaktan alıkoyamamıştır; bu istisnai bir caydırıcılıktır."
Direnişin Temel Görevi Özgürleştirmektir Şeyh Naim Kasım, direniş hareketlerinin hedeflerine değinerek ekledi: "Direnişin temel görevi özgürleştirmektir. Direniş inanca ve fedakarlığa hazır olmaya dayanır." O şöyle devam etti: "Caydırıcılığı sağlaması gereken devlettir ve ordudur; direnişin rolü ise onları desteklemektir."
Şeyh Naim Kasım bugünkü Fatimi toplantısında, direnişin rolünün, devlet ve ordu bu işi yani caydırıcılığı yapmaktan aciz kaldığında rol oynamak olduğunu açıkladı. Hizbullah Genel Sekreteri, Siyonist rejimin ve Amerika'nın direnişin silahsızlandırılması taleplerine işaret ederek şu soruyu gündeme getirdi: "Eğer ordu korumayı sağlayamazsa, ordunun silahsızlandırılmasını mı istemeliyiz? Eğer direniş de koruyamazsa ve İsrail rejiminin saldırısı devam ederse, direnişin silahsızlandırılmasını mı istemeliyiz?"
Şeyh Naim ekledi: "Direniş, Lübnan'ın ve direnişin gücünden yararlanan bir savunma stratejisine olumlu bakıyor, ancak Amerika ve İsrail'e teslim olmaya yol açacak hiçbir çerçeveye hazır değildir."
Silah Tekeli Amerikan-İsrail İsteğidir Hizbullah Genel Sekreteri, "Hükümetin sorunu, devleti yeniden inşa etmek amacıyla silahın tekelleştirilmesi değildir" diyerek, silahın bu yöntemle tekelleştirilmesinin bir Amerikan-İsrail isteği olduğunu vurguladı. Şeyh Naim Kasım devamında, devletin sorununun direniş olmadığını, aksine ona uygulanan yaptırımlar ve yaygın yolsuzluk olduğunu söyledi.
Lübnan Teslim Olursa Suriye'nin Kaderini Paylaşır O, teslim olmakla artık bir Lübnan'ın olmayacağını ve Suriye'nin bunun bariz bir örneği olduğunu vurguladı. Şeyh Naim Kasım, Siyonist rejimin tehdit ettiğini ve ortaya koyduğu tek seçeneğin teslimiyet olduğunu, bunun da Lübnan'ı İsrail'in kontrolü altına sokacağını söyledi. Hizbullah Genel Sekreteri, teslim olmanın Lübnan'ın yok olmasına yol açacağını vurguladı.
Düşmanın Hizbullah'ı Yok Etme Planını Etkisiz Hale Getirdik Şeyh Naim Kasım, Siyonist düşmanın Seyyid Hasan Nasrallah ve diğer liderleri suikastla öldürdükten sonraki planının Hizbullah'ı yok etmek ve direnişin kökünü kazımak olduğunu kaydetti. O şunları ekledi: "Ulul-Bes yani Çetin Güç Sahipleri savaşında, düşmanın Hizbullah'ı yok etme ve direnişin kökünü kazıma hedefini etkisiz hale getirmeyi başardık. Direnişin varlığı; hayatın, halkın ve onurun varlığı demektir."
Asla Silahımızı Yere Bırakmayacağız Hizbullah Genel Sekreteri, birlik ve kararlılıkla bir savaşın çıkmayabileceğini, çıksa bile düşmanın hedeflerine ulaşamayacağını ve bunun tamamen açık olduğunu ifade etti.
Şeyh Naim Kasım konuşmasının sonunda direnişin silahının korunmasını vurguladı ve Amerikalılara hitaben, "Gök yere inse ve tüm dünya Lübnan'a karşı birleşip savaşa girse bile, biz savunmamıza devam edeceğiz ve İsrail'in hedeflerine ulaşması için silahsızlanmayacağız" dedi.