Tesnim Haber Ajansı - Lübnan Parlamentosu'ndaki Direnişe Sadakat Fraksiyonu'nun üst düzey üyesi Hüseyin el-Hac Hasan, ülkedeki son gelişmeler ve Semir Caca liderliğindeki Lübnan Güçleri Partisi gibi ABD ve Siyonist rejime bağlı bazı taraf ve partilerin kışkırtma ve saldırılarının devam etmesi hakkında yaptığı konuşmada; Siyonist düşmanın direnişle girdiği savaş meydanında hiçbir hedefe ulaşamadığını ve ateşkese mecbur kaldığını açıkladı.
Siyonistler Lübnan Savaşında Hiçbir Hedefe Ulaşamadı
Hüseyin el-Hacı Hasan, siyasi bir toplantı sırasında şunları ifade etti: "Bazı düşman çevrelerde Hizbullah'ın ateşkes için ısrar ettiğine dair yayılan söylentiler tamamen yalandır ve doğru değildir. Herkes biliyor ki, eğer düşman savaşı sürdürmeye ve hedeflerini gerçekleştirmeye muktedir olsaydı, asla ateşkesi kabul etmezdi."
O şunları ekledi: "Direniş çok sayıda şehit, yaralı, esir ve kayıp vermiştir ve onların fedakarlıkları, İsrail'in direnişi kırma yönündeki asıl hedefine ulaşmasını engellemiştir."
Bu Hizbullah milletvekili ayrıca, son Lübnan ve Siyonist rejim savaşını Hizbullah'ın Gazze'yi destekleme savaşına katılmasına bağlamaya çalışan taraflara hitaben şunları söyledi: "Siyonist rejimin eski Savaş Bakanı Yoav Gallant, bu rejimin 11 Ekim 2023'te Lübnan'a saldırmayı planladığını ve bir veya iki cephe açılması konusunda iç tartışmaların yaşandığını açıkça ilan etmişti."
El-Hac Hasan devamında 27 Kasım 2024'te imzalanan ateşkes anlaşmasına değinerek şunları söyledi: "Lübnan bu anlaşmaya tamamen bağlı kalmıştır, oysa Siyonist düşman bunu sürekli ihlal etmektedir. İşgalci rejimin 60 gün içinde tüm Lübnan topraklarından çekilmesi gerekiyordu ve bu süre 26 Ocak 2025'te sona eriyordu."
O şöyle açıkladı: "ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 Ocak 2025'teki yemin töreninin ardından, ertesi gün İsrail güçlerinin Lübnan'daki varlığının bir ay daha devam edeceğine dair bir bildiri yayımlandı ki bu anlaşmanın açık bir ihlalidir. Lübnan ordusu şu anda Litani'nin güneyindeki tüm bölgeye konuşlanmış durumdadır, ancak İsrail geri çekilme şartlarına uymamış ve Lübnanlı esirleri serbest bırakmamıştır."
Direniş Fraksiyonu temsilcisi, ABD elçisi Morgan Ortagus'un Lübnan ziyaretini, onun ve diğer ABD elçilerinin müdahaleci tutumlarını sert bir dille eleştirerek şunları vurguladı: "Ortagus bir Amerikan elçisinden ziyade bir İsrail elçisidir. Bu ziyaretin ardından, silahsızlanma veya silah tekeli konusunda içeride bir saldırı kampanyası başlatıldı."
Lübnanlı Yetkililer Amerika'nın Hakareti ve Tehlikeli Müdahaleleri Karşısında Neden Sessiz?
Hüseyin el-Hacı Hasan şunları söyledi: "Bizim sorumuz şudur; neden sadece Lübnan'dan istenenlere odaklanılıyor da kimse Siyonist rejimin ateşkesteki yükümlülüklerinden kaçması hakkında bir şey söylemiyor? Aslında Amerikalı yetkililer Lübnanlılara, 'Siz üzerinize düşeni yapın, sonrasında İsrail'in canı ne yapmak istiyorsa bakarız' diyorlar."
Bu Hizbullah milletvekili ayrıca bir diğer ABD elçisi Tom Barrack'ın müdahaleci ve küstah açıklamalarını da eleştirerek şunları söyledi: "Tom Barrack'ın konuşmaları tamamen hakaret içerikli ve çok tehlikelidir. Onun açıkça Lübnan'ın Suriye'ye ilhakı ve Lübnan'ın işlerine açık müdahaleler hakkında konuştuğu bir ortamda, maalesef Lübnanlı yetkililerden, özellikle de Dışişleri Bakanı'ndan net yanıtlar duymadık."
O şunları belirtti: "Siyonistlerin Suriye'de uyguladığı senaryo Lübnan'da da tekrarlanabilir; çünkü karşılıksız taviz vermek sadece düşmanın daha fazla şantaj yapmasına yol açar ve herkes biliyor ki Siyonistler hiçbir anlaşmaya veya antlaşmaya bağlı değildir. Ayrıca ekonomik bölgeler hakkındaki tartışma, Lübnanlıların yerinden edilmesine ve Lübnan üzerinde ABD veya İsrail vesayetine yol açabilir ve bu, egemenlik kavramıyla asla bağdaşmayan bir durumdur."
Silahsızlanma, Lübnan'ı Düşman Karşısında Savunma Araçlarından Yoksun Bırakmak Demektir
Söz konusu Hizbullah milletvekili, direnişin silahına bağlılığını vurgulayarak şunları ifade etti: "Silahlar Lübnan'ın güç kaynağıdır ve İsrail ile yüzleşememe bahanesiyle bunların bırakılmasını istemek, ülkeyi her türlü savunma aracından yoksun bırakmak demektir. Bu koşullarda düşmanla mücadele için gerçekten nasıl bir strateji benimsenebilir?"
Hüseyin el-Hac Hasan şunları söyledi: "Siyonist rejim Dışişleri Bakanı son zamanlarda Lübnan ile deniz sınırlarının çizilmesi anlaşmasının gözden geçirilmesini istedi. Lübnan'ın bu konuda veya diğer meselelerde daha fazla taviz vermesi için tekrar baskı altına alınıp alınmayacağını görmemiz lazım. Bugün Lübnan gerçek bir tehlikeyle karşı karşıyadır ve bu tehlikelerle yüzleşmek; ayrılık ve düşmanlığı değil, ulusal birliği ve iç uzlaşıyı gerektirir."
O, Trump'ın Siyonist rejimin cinayetlerini meşrulaştırmak ve İşgalci Rejim Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kurtarmak için yaptığı açıklamalara işaret ederek şunları vurguladı: "Lübnanlılar, tutumları tamamen Siyonist rejimi kayırma doğrultusunda olan ve aslında bu rejimin projesinin başkanı olan Amerika'nın kucağına düşme konusunda uyanık olmalıdır."
Söz konusu Hizbullah milletvekilinin bu açıklamaları; Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Raci'nin Cuma günü El Cezire kanalıyla yaptığı söyleşide, Siyonist düşmanın Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını açıkça meşrulaştıran ve direnişi suçlayan ifadeler kullanmasının ardından geldi; bu konu birçok Lübnanlının öfkesini uyandırdı.
Semir Caca liderliğindeki ve Siyonist rejimle işbirliği yapmasıyla tanınan, Lübnan halkını katletme ve iç savaş çıkarma konusunda uzun bir geçmişe sahip olan Lübnan Güçleri Partisi'nin temsilcisi olarak Lübnan Dışişleri Bakanlığı görevine gelen Yusuf Raci; göreve geldiğinden beri diplomatik normlardan, anayasadan ve yasalardan tamamen kopuk bir üslup ve söylem benimsemiştir.
Semir Caca'nın partisine bağlı bu bakan, İbrani medyasıyla uyum içinde ve sanki İsrail kürsüsünden konuşuyormuşçasına, bu rejimin Lübnan'a yönelik kapsamlı bir saldırı düzenleyeceğine dair uyarılar aldıklarından bahsederek şunları söyledi: "Arap ve uluslararası kaynaklardan, İsrail'in Lübnan'a karşı geniş çaplı bir askeri operasyona hazırlandığına dair uyarılar aldık."
O devamında direniş aleyhindeki söylemlerini tekrarlayarak şunları iddia etti: "Hizbullah'ın silahları sadece Gazze'ye destek ve Lübnan'ı savunmada etkisiz kalmamış, aksine Lübnan'ın İsrail tarafından işgal edilmesine neden olmuştur. Lübnan hükümeti, silahlarını teslim etmesi için Hizbullah'ı ikna etmek üzere müzakereler yürütüyor ancak Hizbullah reddediyor."
Yusuf Raci'nin bu konuşmaları, Hizbullah'ın silahları konusundaki İsrail anlatısını desteklemek için İsrail medyasına malzeme oldu ve İbrani gazetesi Yedioth Ahronoth, Yusuf Raci'nin Hizbullah ve silahları hakkındaki bu açıklamalarını İngilizce web sitesinde manşet haber olarak yayımladı.